DELPHI-PHINIA, İzmir’de Geleceği Planlıyor.

9 ay ago
Babür Genç
1011
DELPHI-PHINIA, İzmir'de Geleceği Planlıyor.

3 global markanın oluşturduğu PHINIA fabrikasını gezip; Delphi Türkiye, Kafkasya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Direktörü Reşat Dumanoğlu ile yeni gelecek ürünleri de konuştuk.

DUMANOĞLU: Öncelikle size PHINIA’dan bahsedeyim. Üç tane global tanınmış markası olan (Delphi, Delco Remy ve Hartridge) firmamız, PHINIA olarak geçtiğimiz yıl, 2023 Temmuz ayından bu yana New York Borsası’nda işlem gören, bağımsız bir şirket olarak yoluna devam ediyor. Bazılarınızın hatırlayacağı gibi birkaç yıllık evrede BorgWarner çatısı altında yer aldık. BorgWarner farklı bir yolda devam ediyor, biz farklı bir yolda devam ediyoruz. Burada sunumda zaten iş tanımlarını görüyorsunuz, biz yakıt enjeksiyon sistemleri ve satış sonrası alanlarında faaliyet gösteriyoruz. 2023 yılı global ciromuz 3,5 Milyar USD. Delphi ana markamız, değişmiyor. Aslında geçmişimiz GM’e gidiyor, 2001 yılında Delhpi olarak devam ediyor. Marka olarak özellikle satış sonrasında Delphi’yi kullanmaya devam ediyoruz. Delco Remy de aslında kökte GM’e dayanan bir marka. Hartridge de bizim İngiltere’de yıllardır dizel test ekipmanları yaptığımız çok eski bir marka. Bunları aynen kullanmaya devam ediyoruz. Burada görüyorsunuz, 44 noktada 20 ülkede yaklaşık 13 bin çalışanımız var. PHINIA’da satış sonrasında Delphi markasını ön plana çıkartıyoruz, umarım kafanızda bir berraklık yaratabilmişimdir. Dizel teknolojileri, bu noktada popüler bir konu çok fazla yorum yapmayacağım ama bir günde yok oluyor diyoruz, ertesi gün diyoruz ki yıllarca devam edecek. Dizel gördüğünüz gibi bizim gibi satış sonrası pazarında faaliyet gösteren firmalarda mevcut araç parkının oluşturacağı yedek parça ihtiyacı nedeniyle uzunca bir süre daha hayatımızda kalmaya devam edecek.  Delphi olarak bizim de ürün gruplarımız arasında dizelin evrimine uygun güçlü bir yanımız var. Çünkü dizelde hepimizin kabul edeceği gibi, bazılarımız daha uzun süreciğini iddia edebilir bazılarımız daha kısa, görece olarak binek arada tarafından ağır vasıta tarafına doğru bir kayış sözkonusu. Bizim ürün portföyümüze baktığımızda, burada diagramda görüyorsunuz, binek yüzde 44 gözüküyor, ticari araç ve OE satış sonrası yüzde 56’yı buluyor. Coğrafi olarak iyi bir dağılımımız var, özellikle borsaya kote şirketler için önemli tahmin edebileceğiniz nedenlerden. İyi bir dağılımımız var Amerika, Avrupa ve Asya Pasifik olarak. Arkadaşların da fabrika gezisi sırasında paylaştığı gibi hem binek araçlar hem de ağır vasıtada Dünya’da aklınıza gelebilecek, birçok markaya üretim yapıyoruz. Stellantis Grubu, Daimler Truck, Ford, Hyundai, Volkswagen, Caterpillar, BMW, General Motors, Volvo ve Dongfeng Motor gibi grupları sayabiliriz..

DELPHI-PHINIA, İzmir'de Geleceği Planlıyor.

Şimdi buradaki stratejimiz şu şekilde, biraz önce bahsettiğim gibi dönüşüme giren dizel stratejisi ve fark ettiğiniz gibi ağır vasıta ve satış sonrası ağırlığımızı artırma hedefimiz var. Bugün itibarıyla yüzde 56 olan ağırlığı aynı zamanda büyürken yüzde 70’e çıkarmayı hedefliyoruz. İçinde bunulduğumuz ürün grubu düşünüldüğünde 2023’ten 2030’e hedeflediğimiz büyüme iddialı. Bu bizim stratejilerimizin önemli bir parçasını oluşturuyor. Sunumun içerisinde de göreceksiniz farklı, bu hedefle  bağlantılı aksiyonlar var. Burada bir misafirimizin de dediği gibi evet tarihçemiz çok karmaşık ama biraz önce özetlediğim gibi 2001’den bu yana aslında Delphi markası bizim damarlarımızda. Ama biz bununla yetinmiyoruz, biz Türkiye’de yerleşik, yıllardır İzmir’de faaliyet gösteren bir firmayız. Ve birçok alanda da yerel bağlantılar kurmaya çalışıyoruz. Bizim tarihçemiz Dizelsan olarak 1970’e dayanıyor, bir yerel girişim olarak kurulmuş bir şirket. Adı üzerinde dizel yakıt enjeksiyon sistemlerini üretme iradesiyle yola çıkmış bir şirket. Ardından 1980’lerin sonuna doğru Lucas markası tarafından önce kısmî ve sonra tamamen satın alınma durumu oluşuyor. Bütün traktörlerin üzerinde göreceğiniz marka, C.A.V. markası Lucas’ın altında. Sonraki dönüşümler bu şekilde devam ediyor. BorgWarner çatısı altındaki süreçten sonra 2023 yılında PHINIA dönemi başladı ve biz de güçlü markalarımızla yola devam ediyoruz.

Ben aslında satış sonrasında Türkiye’de yerleşiğim ama Türkiye ile beraber EMEA içerisinde 3 bölge var. Bu 3 bölgeden birinin sorumlusuyum, bölge direktörüyüm. Sorumluluk alanımda geniş bir coğrafya var, Türkiye ile beraber Kafkasya, Orta Doğu ve Afrika bölgeleri. Ekibimizin bir kısmı Türkiye’de yerleşik, buradan o bölgelere hizmet veriyor ve buna ek olarak farklı coğrafyalarda Orta Doğu’da ve Afrika’da da yapılanmalarımız bulunuyor. Hep birlikte satış sonrası pazarı için çalışıyoruz, ben daha önce fabrika tarafında da çalıştım; ancak yaklaşık 10 yıldır satış sonrası tarafında çalışıyorum. Satış sonrası yani aftermarket bölümümüzü aynı grup şirketi altında bulunan bir perakende şirketi olarak düşünebilirsiniz, iş birimi olarak farklı bir iş birimi. Bugünkü ziyaret noktasında da hem fabrikayı tanıtmak hem de satış sonrası faaliyetlerimiz konusunda paylaşım yapma düşüncemiz var. Burada baktığımızda tekrarlamak isterim özellikle, hem bizim buradaki hedeflerimizle ilgili olarak hem de markaları tekrar görmenizi istiyorum. Delphi, Delco Remy ve Hartridge marklarını gördüğünüzde aslında aftermarket ile ilgili PHINIA’nın satış sonrası pazarındaki markalarını görüyorsunuz.

Burada satış sonrasında özellikle vurgu yapmak istediğimiz, sektörün aslında önem verdiği birkaç konu var. Bu birkaç konu şu, bir kere satış sonrası dediğimizde orijinal araç üreticilerine değil sahada gezen araçlara hizmet ediyoruz ve doğal olarak farklı coğrafyalarda farklı araç türleri ön plana çıkıyor. Örneğin Güney Afrika’ya gittiğinizde pick-up modelleri çok önemli araç parkı içerisinde; ama bizde son dönemde SUV çok daha fazla gündemde. Önemli olan, yani biz ve bizim gibi tedarikçiler nerede yarışıyorlar diye sorarsanız, hedefimiz sahada gezen en çok araca hizmet edebilmek. Aynı zamanda  ürünlerinimizin  kolaylıkla bulunması veherhangi bir aracın pazara sunulması sonrasında  aracın sahada gezmeye başlamasından itibaren en kısa sürede yedek parçalarının da satış sonrası pazarına sunulması. Şöyle örnek vereyim mesela bizim fren grubunda hedefimiz 6 ay içerisinde o aracın frenle ilgili balata ve diskini biz bayilerimize sunabiliyor durumda oluyoruz. Bu noktada first to market dediğimiz ürünü pazara ilk sunan olmak çok önemli. Tabi ki geniş ürün gamı da çok önemli, burada doğal olarak birçok rakiple rekabetimiz var; ama şöyle söyleyeyim farklılaşmış, geniş ürün yelpazesi olan birkaç firmadan biriyiz. Bu bizi ön plana çıkartıyor, rekabetçiliğimizi güçlendiriyor. Sadece ürün ve ürün bulunurluğu değil teknisyenlere yönelik çözümler üretme iddiasındayız ve bunla ilgili paylaşımlarımız bulunacak. Bir de tabi bugün ve yarın. Hepimiz bugünü yaşıyoruz ama yarına yatırım yapıyoruz. Yarın bu teknolojiyi vermeye yönelik çalışmalarımız var. O noktada da örneklerini paylaşıyor olacağım. Mesela yarın demişken, dizel teknolojisi evet farklılaşarak ilerliyor olacak, birkaç rakibimizle beraber hidrojen alanına yatırım yapmaya devam ediyoruz. Hidrojen üçüncü bir alternatif yol olarak gözüküyor. İçten yanmalı motorların devamı söz konusu, elektrikli araçlar yadsınamaz bir gerçeklik ancak filoların yenileme taleplerini ve mevcut araç parkını düşündüğümüzde içten yanmalı motorlara yönelik hidrojen çözümlerin çok önemli bir yer tutacağını düşünüyoruz. Bu alanda da Avrupalı bir iş makinesi üreticisiyle OE anlaşması yapıldı. Bu yıl içerisinde bir üretim sözkonusu. Bu bence yakın geleceğin önemli bir konusu ve markamız da üretici olarak PHINIA, alt markaları Delphi markası olarak bizim tabi ki ön planda olmaya çalışacağımız bir alan.

  • Daha önce bahsettiğiniz hidrojen enjektörü bizim gezdiğimiz fabrikada mı üretilecek?

Tabi ki İzmir fabrikaları da bir aday olacaktır. Şu anda bununla ilgili bir karar alınmadı. Bahsettiğim iş makineleriyle ilgili globalde bekliyor. Ama İzmir fabrikasını düşünürseniz hem teknik yeterlilik

hem kapasite olarak zaman içerisinde bazı ürünlerde öne çıkıyor. İzmir mesela ray konusunda öne çıkartıldı. Daha sonra elektronik kontrol ünitesi, bence o da  gelecekle çok ilgili. Ön plana çıkartılma durumuna bağlı, şu an Fransa ve İngiltere’de bu üretimler. Ama bizim, fabrikalar nezdinde bakarsak Türkiye üreten ve öne çıkan bir fabrika diyebilirim.

DELPHI-PHINIA, İzmir'de Geleceği Planlıyor.

Ürün gamımız geniş dedik ama bunu en kolay şekilde özetlemek istersek, sol tarafta (slaytta) şunu görüyorsunuz; hem dizel hem benzinli yakıt sistemleri, bunlara yönelik pazarda bulunan ürünlerimiz, yakıt pompası, GDI enjektör sistemleri mesela birçok PSA Grubu’nda başlayan ve bizim orijinal ekipman olarak ürettiğimiz ürünler ve bu ürünlerimizle satış sonrasında da tabi ki hizmet veriyoruz. Dizel yakıt sistemlerinde zaten saymaya gerek yok ama filtreden bahsedebilirim. Filtrede bizim dizelle olan içiçe bağımız gereği güçlü olduğumuz bir ürün grubu. Bakım çözümleri dediğimiz sağ tarafta biraz önce bahsettiğim fren, ön takım ve termal ürünler bulunuyor. Bunlar rekabetin çok yoğun olduğu, bizim de iddialı olduğumuz ürün grupları. Bir de motor yönetimi ve araç elektroniği dediğimiz grup. Araç elektroniği, burada motor yönetimi tahmin edebileceğiniz gibi yeni teknoloji araçlarda, mesela sensörlerde, 10 yıl önceki araçtaki sensör sayısıyla şimdiki araçtaki sensör sayısı tabii ki aynı değil, bobinler, EGR valfleri bunlar bizim önem verdiğimiz, ciddi büyüme kaydettiğimiz ürün grubu. Bir de Delco Remy diye bahsettiğimiz aslında marş motoru, alternatör ürün grubumuz var. Burada da güçlüyüz. Servis çözümleri, teknik destek bizim geleneksel olarak dizelde hep ön plana çıktığımız ve tüm ürünlere yaygınlaştırdığımız hizmetler ve bununla beraber de tabi ürünlerimizn tamamı, servis çözümleri, arıza teşhis cihazları, teknik destek hattı, test cihazları vs. Bu bence rakiplerimizin de önem verdiği ama öne çıkan noktalarımızdan biri. Bununla ilgili birkaç noktaya vurgu yapacağım, bence hepimizin ihtiyacı, sektörün ihtiyacı. Kapsama oranında bütün markalar iyi olduğunu iddia ediyor ama bizim somut olarak bağımsız olarak değerlendirilmiş birinci olduklarımız burada (slaytta) yer alıyor. Temel olarak fren balatası çok önemli, EMEA bölgesinde 100 araçtan 99,4’üne biz ürün sunabiliyoruz. Bu çok iddialı ve biz bir numarayız. Bunun dışında ateşleme bobini ve sensörler tek tek saymayayım, değişen oranlarda görüyorsunuz 80’ler, 90’lar var. Bunlar bizim gibi tedarikçiler arasında bir numara olduğumuz ürünler. 2 ve 3 olduklarımızda da tabi bir numara olma iddiamız var. Bunlarla ilgili projelerimiz bu yıl da devam ediyor.

Ürün demişken, ürün gamı demişken lansmanı yapılan ürünlerimiz de bulunuyor.  Mesela dizel ağır vasıtada Euro 6 görece yeni bir teknoloji ve tamir programları başladı. Bu çok önemli sektörde dizel işi ile ilgilenenler için ve başlıca Volvo, Renault, Hyundai, DAF, Mercedes-Benz gibi markaların tamirleri söz konusu şu an. İlgi çekici olabilecek, bizim de önem verdiğimiz bir konu da elektrikli araçlar. Elektrikli araçlar bir yandan bağımsız yedek parça sektörü için farklı gerçeklikler taşırken bir yandan da bizim neler yapabileceğimize kafa patlattığımız bir konu tabii ki araç parkı. Elektrikli araçlar için fren balataları üretmeye başladık. Burada farklı markalar var. Hepsini saymıyorum. Birçok önde gelen marka için. Bi-metalik fren diskleri… Fren grubuna önem veriyoruz. Diskler tabii ki önemli. Bi-metalik’te hem performans hem dayanım alanında öne çıkan, daha önce BMW için farklı bir ürünümüz çıkmıştı. Şimdi Mercedes için bir ürünümüz çıkıyor. NOx sensörleri: Bu da önemli bir ürün bizim için ve şu anki ürün gamımız ile Avrupa’da 70 milyon binek araca hizmet edecek bu sensörler. Geleneksel olarak Delphi, dizelde tamir çözümleri ile ünlü bir marka. Yani burada aslında üç-beş tane rakibimiz var. Gerçekten iddialı bir tamir çözümü sunan ve dizel atölyelerinin çok sevdiği bir markayız.  Sadece kullan-at, parça bozulduğunda değiştirecek şekilde değil, tamire de büyük önem veriyoruz. O yüzden de teknisyen gelişimi çok önemli. Bunlara ek olarak çok yakında dediğimiz, üzerinde çalıştığımız, aslında genel stratejimizle de bağlantılı olan ağır vasıta fren balataları konusu var. Yani bu en başta sözünü ettim portföyümüzü ağır vasıta yönünden şekillendirmek için, ağırlıklandırmak için önemli bir nokta. Yakın zamanda bunun resmi tanıtımını da yapacağız. Marş motoru ve alternatörler için Delco Remy demiştik. Delco Remy de aslında kendi araç sınıfında birçok markada orijinal ekipman olarak çıkıyor. Biz bunu daha yaygın hale getirmek için 7 önde gelen kamyon markasını burada belirttiği gibi %95 kapsama sağlayan ürünler çıkarıyor olacağız. İşte elektrikli araçlarda neler değişir ona bakıyoruz. Ön takım öne çıkıyor, hala gereklilik oluşturuyor. Onunla ilgili de ön planda olma hedefimiz var. Yakında da bu ürünleri piyasaya süreceğiz. Bu slaytta satış sonrası pazarına ilk defa sunduğumuz ürünlerden bahsediyoruz, balatalardan bahsediyoruz. Burada birçok marka var, birçok model var. Bunların önemli bir kısmı Türkiye’de de olan modeller. Yani Tesla da var gördüğünüz gibi, Hyundai Elantra da var, Renault Kangoo da var. Yani bu noktada ilk başta bahsettiğim pazarda ilk olma ve kapsama oranı yüksekliği bizim iddialı olduğumuz bir şey. Burada görüyorsunuz Tesla dışındaki elektrikli araç modelleri de mevcut. Ön takım iddialı olduğumuz bir ürün grubu. Elektrikli araçlar için 650’den fazla parça bulunurluğu söz konusu. 300 milyondan fazla aracı kapsıyoruz. 7 bin referans bazı markaların toplam referans sayısıdır. Bizim sadece ön takımdaki referans sayımız. Bu noktada da yani tüm markalara hizmet etmeye çalışıyoruz. Mesela Türkiye için bir gerçeklik, bundan sonra daha da büyük bir gerçeklik olacak; Çinli markalar var. Mesela biz MG için hangi ürünleri üretiyoruz? Bunları paylaştık paydaşlarımızla.

Birçok referans var. Hepsine hakimiz ama tabii geliştirmeye açık. Son değişikliklere de yönelik çalışmalarımız olacak. Araç elektroniği diye bir ürün grubumuz daha bulunuyor. Burada OE tecrübemiz var. VW Grubu olarak özetleyelim. Stellantis Grubu, BMW, Mercedes-Benz… Aslında burada araç üreticilerine zaten uzun yıllardır ürün tedarik ediyoruz fabrika üretim tarafında da. Kapsama alanımız çok yüksek dediğim gibi sensörlerde burada özellikle odaklanıyoruz. Satış sonrası çözümlerinde de arıza teşhis ve teknik destek öne çıkan hizmetlerimiz Bazılarının örneklerini görüyorsunuz. Ateşleme bobini, sensörler, yakıt pompası ve EGR valfi var. Yani şöyle söyleyeyim, daha önce bizim ürün gruplarımız arasında üçüncü, dördüncü olan bu grup yıllar içinde dikkat çekici bir büyüme kaydetti ve şimdi ikinci haline geldi. Delco Remy, bu markada 700’ü aşkın parça numaramız var. Son getirdiklerimizle beraber yedi ana markada % 95 kapsama yaratacağız. Bu önemli bir şey çünkü niş bir ürün. Yani gerçekten kalitenin çok önemli olduğu bir ürün grubu olduğunu söyleyebilirim Bir gün Güney Afrika ziyaretindeydim, bayi şundan bahsetti, “Ben Delco Remy dışında başka ürün kullanmayı aklımdan bile geçirmem. Benim dağın tepesindeki altın madeni çıkarttığım aracımın herhangi bir şekilde durma şansı yok ve bu nedenle her zaman aynı sonucu alabileceğimiz, kalitesine güvendiğimiz ürünü kullanmak istiyoruz.” Bunu söyleyen müşterimiz yaklaşık 40 yıldır bu markanın temsilcilerinden biri. Tabii ki satış sonrası için OE satış sonrası, muadil ürün, nedir, ne değildir… Bizim iddiamız doğal olarak ve gerçekleştirdiğimiz konu OE ile aynı ürünü piyasaya sunmak.

Bir sonraki aşamada motor yağlarından bahsedeyim. Aslında Delphi motor yağları birkaç yıldır tekrar var. Ve bizim ana ürünleri kapsıyor. Araç parkının yüzde seksenini kapsıyoruz. Bizim için görünürlüğü daha fazla olan bir ürün. Dolayısıyla önemsiyoruz. Ana ürün gruplarımızda olmasa da ve çeşitlendirdiğimiz ürünlerle de burada mevcut ürünlerimizi de görüyorsunuz daha fazla ürüne doğru gidiyoruz. Hatta sadece motor yağları değil, şanzıman yağlarıyla da bu ürün grubunu destekliyoruz. Ve bununla ilgili geliştirmeler yapıyoruz. Bu noktada da motor yağlarımız da aslında sahada görebileceğiniz ürünler arasında. D logosuyla ön plana çıkmış şekilde.

Aslında bu rekabetin dediğim gibi çok sert olduğu fren grubu balatalarımızın test edildiği. Belli koşullar var; ortam tahmin edebileceğiniz ve en önemlisi bağımsız OE test kuruluşu. Bağımsız olmayanları paylaşmıyorum sizinle. Bağımsız olan nasıl yapılmış? Dört adet Mercedes-Benz A Serisi araçla, hepinizin aklına gelecek dört adet rakip tedarikçinin ürünleriyle ve bir OE ürünü ile karşılaştırıldı ürünümüz. Burada üç alanda test yapıldı. Bir tanesi balata tozu. Türkiye’de en önde gelen kriter değil. Balata tozu tabii her fren yapıldığında çevreye yaydığı tozun ölçüldüğü. Bu noktada Delphi’yi görüyorsunuz en üstte yer aldı. Yani en önemli en minimumda yer aldı tozlanma açısından. Bizim sanayide sıkça kullandığım “fethiş” boyutuna gelmiş ses konusu var. Bu teknisyenler için bir şeydir “abi o marka ses yapıyor” falan. Tabii ki önemli konfor açısından. Biz de bunu da test ettik. O noktada da, sessizlik noktasında da gayet iyi durumdayız. Yine birincilik noktasındayız. Onun dışında bir de belki de en önemlisi fren pedal hissi. Bunu şöyle tanımlayabiliriz; frenlerinize her ne zaman ihtiyaç duyarsak duyalım, her fren pedalına bastığımızda aynı tepkimeyi, aynı duruş süresini verebiliyor mu? Bu noktada şaşırtıcı sonuçlar var. Bazı rakiplerimizin yedi farklı versiyonu çıkmışken, yani yedi defa farklı tepki vermişken Delphi’nin ürünleri her birinde aynı tepkimeyi vermiş. Sıfır diye gördüğünüz aynı tepki. Bu neden kaynaklanıyor? Tabii bizim ürünümüz çok iyi. Aslında şöyle, birçok marka fren balata üretiminde 3-4 hamurla çalışıyor. Yani daha çok tek rakamlı. Bizim 18 hamurumuz var. Bu nedir? Araç hacmi, yani SUV mu, ticari araç mı, ya da bir küçük A sınıfı bir araç mı? İşte farklı iklim koşulları gibi, tabii ki tekerlek boyutu vs. Bunlara yönelik 18 hamur olumlu sonuçlar almamızı sağlıyor. Bunu tabii paydaşlarımızla da paylaşıyoruz. Ve bu noktada bunu söyleyebilirim fren grubu tabii tahmin edebileceğiniz gibi bizim en çok büyüdüğümüz ürün grubu kategorilerimizden biri son yıllarda. Servis çözümlerine tekrar geldiğimde aslında burada iyi bir parantez açmalıyız. Bence Türkiye’de bir dönem işte biz ne için burada özellikle bir parantez açıyorum, özellikle globalde ve Türkiye’de. Şimdi globalde bir çalışma yaptık. Dedik ki 10.000 tane noktaya ayrılıyordu. Bunlar arasında Türkiye’de vardı. Türkiye’ye de gidildi. Türkiye’deki atölyelere de gidildi. Bir atölyeye gittiğinizde aslında esas oyun kurucuların bana göre bizim sektörümüz için son kullanıcıların kafasında ne olabilir? Tabii ki fiyat. Tabii ki bulunurluk.

Ama üçüncü olarak gelen teknik eğitim eksikliği, bilgiye erişim konusu. Bizim de bu noktada özellikle odaklandığımız bir konu. Burada eğitim çözümlerimiz hem yüz yüze hem uzaktan. Arıza teşhis ürünlerimiz var gayet başarılı. Birçok markanın orijinal ekipman markalarının tabii ki izniyle onlarla konuşan, araçları ile konuşan teşhis cihazları. Katalog burada TecDoc’tan onaylı ve ödüllü bir tedarikçiyiz. Kataloğumuzun yetkinliği anlamında.

Ve bunun dışında ne yapıyoruz? Aslında hem YouTube kanalıyla hem de makaleler kanalıyla “Nasıl yapılır” videoları ve yeni makaleler yayınlıyoruz. “Masters of Motion” tüm dünyada bu isimle adlandırıldığı için aynen sizinle paylaşıyorum, tüm dünyada böyle bir inisiyatifimiz var. Bu teknisyenlere yönelik tamamen. Onların eğitimlerini artırmaya yönelik. Ve bu aksiyon çerçevesinde bizlerde Türkiye’de de tabii faaliyetlerde bulunuyoruz. Ama burada baktığınızda hem uzmanlar teknisyenlerle beraber hazırladığı konular var burada. Yani herhangi bir ürünle ilgili ihtiyaç duyabilecekleri internet sayfası Masters of Motion QR koduyla yer alıyor. Ama nasıl derseniz burada bence en önemlisi şu detayda; internete girdiğinizde “nasıl balata değiştirilir” gibi bir sürü şey var ama herhangi bir spesifik aracın balatası, işte şu modeldeki aracın balatası, şu modeldeki aracın sensörü nasıl değiştirilir? Bunlar detaylı bir şekilde anlatılıyor ve şu an yapay zekâ kullanarak artık dil konusu da çözüldü. Çok hızlı bir şekilde farklı dillere çeviri de söz konusu. Daha başta İngilizce idi. Şimdi çok farklı dillerde yayıldı tüm bu videolar. Biz de aslında teknisyenlere dokunmak istiyoruz. Aslında bu bölümün en başında belirttiğim teknisyenlerle ilgili yani globalde bir şeyler var Türkiye’de yok. Türkiye’de yetişmiş ara eleman sıkıntısı var. Çok ciddi bir şekilde günümüzde buna tüm paydaşlar hissediyor. Biz bu noktada onlara dokunmamız için hem ürün tanıtımı anlamında çalışmalarımız var (Roadshow). Burada gördüğünüz 6000 ziyaretten bahsediyoruz yaklaşık 1,5-2 yılda. Birçok ile gidildi yaklaşık 56 il kapsandı. Yaklaşık 170 ilçeye ulaşıldı. Bununla beraber bir de bu noktaya biz aslında biraz ekipçe hani hem sosyal sorumluluk anlamında hem de tabii ki ürünlerimizi ve markamızın bilinirliğini artırma hedefiyle biraz elimizi taşın altına koymaya çalışıyoruz. 2023 yılında İstanbul’da iki önemli teknik lisede (endüstri meslek lisesinde) Delphi laboratuvarları açtık. Burada tüm ihtiyaç duydukları ürünler bizim ürünlerimizle, işte bizim ürünümüz olmasa da arıza teşhis cihazları vs. tüm oradaki öğrencilerin kullanımına sunduk. 2024’te de İzmir’de birisi teknik lise birisi de meslek yüksek okulu Ege Üniversitesi’ne bağlı buralarda iki Delphi laboratuvarı daha açtık. Bunlar sektöre bizim de çorbada tuzumuz olsun şeklinde ama çok uzun vadeli bence önemli dokunuşlar.

Bundan sonraki planlarımız kapsamında Maraş deprem bölgesinde bir okul seçtik. Bir de Samsun yine bölgesel bir yer olsun istedik. Hani Masters of motion; Evet, global ölçekte önemli bir inisiyatif, Türkiye’de de biz bununla ilgili neler yapabiliriz? Sektörde de daha sıkça daha çok telaffuz edilen işte ara eleman eksikliği sorusuna umuyorum, bir faydamız olur.

Markaya dokunuyorlar bir noktada. Umuyorum ki daha fazlası da bizim bünyemize yani özellikle üretimde tabi olacaktır, çalışmaya başlayacak ileriki yıllarda. Bu noktayla ilgili aslında bizim sunduğumuz çözümlerde şunun yani bu tabi global ölçekte bir inisiyatif: bir yandan bilgiye ihtiyaç var diyoruz. Bir yandan da şey var, hani her an her yerde bilgiye ulaşılabilir gibi bir yaklaşım var ya biz bunu çeşitlendirerek bir ustanın eğer 3 dakikası varsa YouTube’da ücretsiz nasıl yapılır  videolarından birini izlemesini öneriyoruz. 3 saati varsa uzaktan bir eğitim talebi oluşturduğunda biz o eğitim talebini sunabiliyoruz. Tabii ki bir de eğitim merkezlerimiz var. Tüm dünyada, İzmir’de de bir tane var, yüz yüze eğitim. Eğer 3 günü varsa yüz yüze eğitime davet ediyoruz. Bu da yine gelişmiş biraz önce söylediğim orijinal ekipman firmalarının ürünleriyle, araçlarıyla konuşabilen bizim üst düzeyde arıza  teşhisi yapabildiğimiz BlueTech ürünümüz, bu da tabii ürün olarak o noktalara tüm atölyelere öneriyoruz. Şu an Phinia’dan ve markalarımızdan bahsedeceklerimiz bunlar. Umuyorum bahsettiklerim ışığında firmamızı biraz daha iyi tanıma fırsatınız olmuştur. Şu anda da sorularınız varsa tabii ki yanıtlamaya çalışayım.

  • Bu kadar önem veriyorsunuz satış sonrasına fakat BOSCH gibi böyle bir yani rakip markalarsınız. Bir car servisleriniz yok, neden yok? Kendi yağımızı üretiyoruz dediniz,  o yağlar gelişim  safhasında mı? Aşağıda ufak  yağları gördüm köşede. İkinci sorum da merak ediyorum, buradan ithalat nasıl yapıyor? Yani Türkiye’de bir markaya ürün vereceksiniz, buradan mal nasıl çıkıyor?
DELPHI-PHINIA, İzmir'de Geleceği Planlıyor.

İlk olarak servisler dediniz şimdi bu şirketlerin odaklandığı, kaynaklarını yöneltmeyi tercih ettiği alanlar var. Ben uzun yıllardır Delphi’de çalışıyorum son 10 yıldır aftermarket tarafındayım. Ondan önce de üretim tarafındaydım bir on yıldan daha fazlaydı. Şimdi ve o tarihçede biliyorum, geçmişimde de. İsim verdiğiniz için ben diğer rakibimiz diyeyim,  uzun yıllar bu konuda sebat ettiler ve hiç memnun değillerdi. Biz de o dönemlerde girişimimiz oldu. Bu iş planının doğru bir iş planı olmadığını değerlendirdik. Ama gelişen dünyada bakıyoruz ki şu an sadece marketimiz değil bir çok marka servis zincirleri yaratıyorlar. Onlar da şu an o memnuniyetsizlik memnuniyete doğru dönüştüğünü düşünüyorum.. Yani bizim bu noktaya odaklanmak yerine ürünlerimizi orada sınırlı servislere değil,  dizel yetkili dizel servislerimiz hep var- Onları görürsünüz yaklaşık 40 tane ama diğerlerine biz dağıtıcı bayilere direkt ulaştırmayı tercih ediyoruz. Yağla ilgili birçok bazı ürünlerimizin içinde söyleyebilirim. Yağla ilgili üretiyoruz demedim. Ürünlerimizin satış sonrasında bir kısmı paydaşlarımızla ürettiğimiz ve sattığımız ürünlerdir. Onlardan biri de yağ. Tüm faaliyetlerimiz Türkiye için konuşursak, Türkiye için son sorunuz için serbest bölge dışında, yani Menderes bölgesi lojistik merkezimiz orada. Tüm bayilerimize teslimatlarımız da yurt içi teslimat şeklinde bayilerimiz herhangi bir ithalat yapma durumunda değil.

  • Şunu merak ediyorum, buradan ürünü o lojistik merkezine bir gümrük ödeyerek mi gönderiyorsunuz?

Tabii ki buradan geçen buradan üretilen bir ürünü satıyor isek tüm yükümlülükleri biz üstleniyoruz. Ya da yurt dışından getiriyorsak yurt dışı fabrikalarımızdan ithalatı direkt Menderes’e yapıyoruz. Yani yurt içine yapıyoruz. Müşterilerimiz yani birçok rakibimiz var söylediğiniz ithalat sorumluluğunu bayilerine aktarmış oluyorlar. Tabii ki rekabette Türkiye’de faaliyet gösterdiğinizde hem gümrük düzenlemeleri hem vadeler önemli. Doğal olarak bu nokta da onları biraz geriye itiyor. Biz müşterilerimize her gün depolarına, hatta şubelerine lojistik merkezleri genellikle şube dediklerimiz küçük yerler değil ama her bir coğrafyadaki Türkiye’deki farklı yerlerdeki noktalarına ulaştırıyoruz.

  • Şimdi hafif ticariye olan yönelimden bahsettiniz. Otomobil tarafındaki bu dizel hakimiyetinin bitmesinden dolayı mı o tarafa daha çok yönlenmek istiyorsunuz? Başta bunu merak ediyorum.

Yani bir bölgede 30 yılda devam edecek bir bölgede belki 10 yılda daha az alacak ama şu hepimizin kabul ettiği bilmiyorum aktarabildim mi, kabul ederiz ki o tarihçe yani o uzun ömür binek yerine ağır vasıtada daha uzun olacak çünkü ağır vasıtanın gereklilikleri dizel yakıt sistemleriyle daha kolay karşılanabiliyor olacak. Biz de bunu böyle düşündüğümüz için doğal olarak ağır vasıta kısmında daha güçlü konumlamaya çalışıyoruz kendimizi geleceğe yönelik ama bu yanda durmuyoruz işte arkadaşların da anlattığı gibi farklı fabrika tarafına bakarsak farklı ürünler, daha teknolojik, daha katma değeri yüksek ürünler. Yani 2001 yılından bu yana fabrikada talaşlı imalat da yapıldı ama biz katma değerimizi hem mühendislik bölümümüzden bahsettik, orada daha çok gösteriyor. Biz işte elektronik kontrol ünitesinin parçaları, bu AdBlue dediği parçalar ya bunlarda daha fazla sunabileceğimiz düşündüğümüz için onlara yöneliyoruz. Onun gibi aslında ağır vasıtaları, daha fazla katma değer, daha uzun yıllar katma değer sunabiliriz ama after market açısından bakarsak yani biz araç parkına bakarız araç parkında ne geziyor? O kapsama oranı işte yeni araçsa yeni araca ürün sunmalıyız. Eski araçlar hiç fark etmez, biz hala Murat 131’in ön takımı da satıyoruz. Yani eğer stratejilerimize uyuyorsa tabii ki satarız yani ama bir yandan da Tesla’nın ürünlerini de sunuyoruz. Biz araç kapsama oranında iddialıyız dediğimde çeşitliliği artırıyoruz. Dolayısıyla dizelde de aynı şey…

28 milyon araç var dediğimizde hani bugün, yeni satılan araç 1.000.000 dersek bunun işte %5 – 10 arasında elektrikli dersek aslında yoğunluk yine içten yanma o motorlarda ki ayriyeten bir de bizim sorumlu olduğumuz Afrika bölgesi var. Dolayısıyla içten yanmalı motorlara talep çok çok uzun yıllar daha devam edecek diyebiliriz. Hani o yüzden de bineğin payını orada böyle o şekilde görüyoruz.

  • Bir de şimdi bu bölgede şimdi hidrojen tarafından bahsettiniz ama elektrikli araçların da pazardaki yoğunluğu gün geçtikçe artıyor. Salıncak dışına çıkıp biraz daha böyle teknik bir parçalar üretmeye başlayacak mısınız? Yatırım olacak mı o tarafta?

Elektrikli araçlar için mi? Elektrikli araçlarlarla ilgili daha çok bakım parçaları, aslında ben ön takımı örnek verdim. Evet salıncağı örnek verdim ama doğal olarak fren grubu var. Sensörler var hani bir elektrikli araçta en çok kullanılacak ürünlerden bazıları. Bu noktada ama şunu diyorsanız elektrifikasyonla ilgili bir şey araştırırsanız zaten borsaya kote olduğumuz için yani paylaşabileceğim bilgiler çok sınırlı. BorgWarner – Phinia ayrımında bu karar verildi. Zaten elektrifikasyon daha çok BorgWarner’da olalcak, biz bahsettiğimiz faaliyet alanlarında işte…

  • Burası için ekstra bir yatırım olacak mı?

Bu bu tarz üretim dediğimizde global ölçekte alınan kararlar takdir edersiniz ki onun uzantısı olarak da Türkiye tabii ki ön plana çıkar. Çünkü çok iddialı, çok rekabetçi bir fabrika şans bulacaktır. Yani bu yeni gelecek üreticiler için de olacaktır diye düşünüyorum.

  • Toplantıda sunumda iki noktadan bahsettiniz, tamir tarafıyla alakalı. Yani orada hizmet veriyoruz dediniz. Sizin üretttiğiniz parçalara çok fazla geri dönüş oluyor mu tamir noktasında? Çinli bir markayla yanlış hatırlamıyorsam MG dediniz herhalde onlarla çalışmaya başlayacağız dediniz gibi. BYD Türkiye’de üretime başlayacak, BYD’de ile bir görüşme oldu mu veya olacak mı?

Şimdi tamir dediğim şöyle dizel için tamiri mümkün ürünler var mesela dizel enjektörü tamire daha açıktır. Bu CDi dediğimiz 1.2 motorlar var, tüm Stellantis grubunda kullanılan motorlar Delphi tarafında üretilen CDi yakıt sistemleri. Onlarsa daha çok kullan at. Yani hem değeri hem tamire açık olması benim söylediğim bir nokta şuydu, dizel networküne daha çok önem veriyoruz. Çünkü tamirle tamir parçalarının da hizmete sunulmasına yönelik bir çalışmamız var. Enjektör satmak yerine örneğin enjektör memesini değiştirmeye yönelik. Dizel için bahsettiğim bu, diğer konuda da şunu söyledim, tamire yönelik dizel dışı ürünlerde her yerde olma hedefimiz var. Geri dönüş oranımızı soruyorsanız oldukça düşük seviyede yani oldukça düşük seviyede. Tamamen bunlar satış sonrası bu arada yani fabrika için cazip olmayabilir. Orada biliyorsun milyonda bir bizim için 0.03 iyi bir değer. Yanlışlık olmasın, diğer konuda da bir düzeltme yapmam lazım. Şimdi şöyle MG dedim, MG ye yönelik satış sonrasında bizim yine kapsama anlamında Türkiye’de bir MG bir gerçekliği var araç adetlerine baktık. Biz bu araçlara hangi ürünlerimizi sunabiliriz aftermarket’ta, satış sonrasında. Oldukça referans bulduk. Bunları paydaşlarımızla onlarla paylaştık. Bu diğer markalarla da doğal olarak yürüyecek. Yani BYD dediniz ki ondan önce belki Chery yani adet olarak bakarsak ona bakıyoruz zaten, yoksa ürün geliştireceğiz. Yani bu yine satış sonrası ama sizin sorunuzun bir kısmı da şunu içeriyor,  BYD  yatırım kararı aldı. Önemli de bir yatırım söz konusu adetler olarak bildiğim kadarıyla 150.000 adet yıllık. Her Phinia fabrikası özellikle Türkiye’de böylesine rekabetçi, böylesine yetişmiş insan gücünü barındıran bir fabrika, her yeni üretici için aday bir tedarikçidir. Bu biliyorsunuz belli özellikle aracın kalbi, en önemli noktaları olan yakıt sistemleriyle ilgili kararlar, motor kararları global ölçekte alınıyor ve şirketlerin araç üreticilerinin genel merkezlerinde, bu genel merkezlerde alınacak kararı etkileme çabası, görüşme çabası ve Türkiye’nin ön plana çıkmasıyla ilgili bizlerin buradaki arkadaşların çabaları olacaktır. Umuyorum bu A firması olur, B firması olur, C firması olur. Buradan da bu üretim kapasitesi kabiliyeti kullanılabilir diye düşünüyorum.

  • Türkiye’yi değerlendirdiğiniz zaman marka olarak nasıl görüyorsunuz? Hani özel sektör anlamında söylüyoruz Çin’den sonra en büyük tedarik sanayisine sahiptir Türkiye olarak. Yani biraz bahsettiniz aslında ama pazar olarak da değerlendirirseniz üretim gücü anlamında…

Yani şimdi orada iki yönlü. Ben sizin sorunuzdan şunu anlıyorum, bu üretim gücü bir kere hem aftermarkete yönelik olabilir. Bazı firmalar var ki yerel firmalar dünya ölçeğinde dünya çapında çok firmaya üretim yapıyorlar. Ve kendi markalarıyla hiç yer almıyorlar. OE üretimi yapıyorlar, bazıları aftermarket üretimi yapıyor. Temel olan bence hani kabul etmemiz gereken şey çok güçlü bir yan sanayi üretim gücümüz çok kapasitemiz var ülke olarak zaten ölçeği de biliyorsunuz, iyi büyüyen bir ölçeği var. Dolayısıyla uluslararası arenada oldukça ses getiren bir sektör. Doğal olarak Phinia’da bugün ya da yarın yani bugün aldıkları da var. Global ölçekte satın alma yapıyor. Türkiye’deki üreticilerden tedarik yapmayı tercih ettiği durumlar var. Dediğiniz gibi Çin evet önemli ama yani son bir çok konu gündeme geldi işte. Konteynır krizi, bir takım dünyanın başından geçen ve hala geçmekte olan körfez krizi diyelim özellikle lojistik ağırlıklı, onları da düşündüğümüz zaman biz şirket olarak zaten çeşitlendirme noktasındayız ve Türkiye’de önemli bir alternatif.